23 Aralık 2011 Cuma

Spor Toto Süper Lig İlk Yarı Değerlendirmesi

İlk Yarının en başarılı 11'i (https://twitter.com/vcan1907)

Yedekler: Muslera, Egemen, Ziegler, Fernandez, Alper Potuk, Doka, Nobre


İlk Yarının en başarılı 11'i (https://twitter.com/SezginT_yilmaz)

Yedekler: Volkan , Ziegler, Egemen, Fernandez, Culio, Alper Potuk, Burak



İlk Yarının en başarılı Teknik Direktörleri:

- Fatih Terim (Galatasaray)

- Aykut Kocaman (Fenerbahçe)

- Michael Skibbe (Eskişehirspor)


İlk Yarının Sürprizleri (Takımlar):

- Mersin İY

- Eskişehirspor

- Gençlerbirliği


İlk Yarının Sürprizleri (Futbolcular):

- Alper Potuk (Eskişehirspor)

- Semih Kaya (Galatasaray)

- Soner Aydoğdu (Gençlerbirliği)


İlk Yarının Hayal Kırıklıkları (Takımlar):

- Bursaspor

- Gaziantepspor

- Trabzonspor


İlk Yarının Hayal Kırıklıkları (Futbolcular):

- Henri Bienvenu (Fenerbahçe)

- Albert Riera (Galatasaray)

- Edu (Beşiktaş)


Gol Krallığı:

1. Burak Yilmaz (16 Gol)

2. Pierre Webó (7 Gol)

3. Hervé Tum (7 Gol)

9 Kasım 2011 Çarşamba

TEBRİZLİ ŞEMS’İN 40 KURALI

1.Kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.

2. Kural: Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstünde ki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!

3. Kural: Kur’an dört seviyede okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni manadır. Üçüncü batıninin batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.

4. Kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır.

5. Kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği:
Bırak kendini, ko gitsin; akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!

6. Kural: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.

7. Kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

8. Kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.

9. Kural: Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

10. Kural: Ne yöne gidersen git, doğu, batı,kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

11. Kural: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Ssenden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.

12. Kural: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.

13. Kural: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca, şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.

14. Kural: Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

15. Kural: Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.

16. Kural: Kusursuzdur ya Allah, onu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin.

17. Kural: Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.

18. Kural: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır

19. Kural: Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.

20. Kural: Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.

21. Kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.

22. Kural: Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.

23. Kural: Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde…

24. Kural: Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

25. Kural: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.

26. Kural: Kainat yekvücud, tek varlıktır. Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.

27. Kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin herşey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.

28. Kural: Geçmiş zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima şu anın hakikatini yaşar.

29. Kural: Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.

30. Kural: Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
Sufi kusur görmez kusur örter.

31. Kural: Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp… Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise ,ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.

32. Kural: Aranızda ki perdeleri tek tek kaldır ki Allah’a saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama Kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!

33. Kural: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol! Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

34. Kural: Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.

35. Kural: Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah’a inanmayan kişi ise içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.

36. Kural: Hileden, desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, sana zarar vermek istiyorsa, Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan!

37. Kural: Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.

38. Kural: Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık !
Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.

39. Kural: Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.
Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.

40. Kural: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde…


(Elif Şafak'tan alıntıdır)

18 Ekim 2011 Salı

İSTATİSTİKLRELE ALEX DE SOUZA

Alex'in Türkiye İstatstiği

Alex'in kariyeri


Kaynak: www.alex10.com.br

23 Eylül 2011 Cuma

FENERBAHÇE'Lİ BAYAN TARAFTARLAR (VİDEO)

İsimler okunurken



Maç öncesi ve İstiklal Marşımız



Mohikan show



Sarı Lacivert Şampiyon Fener



Gol Issiar Dia



Gol Sevinci



Ve 61. dk show



Maç sonu Doberman'a selamlar


17 Temmuz 2011 Pazar

5 GÜN 5 EYLEM (ALINTI)


11 civarı evden çıkıyorum bugün. fenerium'lardan alışveriş günü. bende 20 lira var, o da yemek parası evden gelene kadar. 3 kuruşun hesabını yapmak lazım istanbul'da. malum; gurbette öğrenciyiz.

maraton tribününün altındaki fenerium'un önünde buluşuyoruz arkadaşlarla. içeriye giriyoruz. arkadaşlar bir şeyler alıyorlar. ben de fotoğraf çekiyorum. içerisi çok sıcak. terliyorum, fotoğraf çekmeyi bırakıp dışarıya çıkıyorum. merdivenlere oturup bir sigara yakıyor ve çektiğim fotoğraflara bakmaya başlıyorum. tam o esnada ilkokul öğrencisi 7 - 8 çocuk toplanıyor önümde. bir tanesi içeri giriyor. 2 - 3 dakika sonra dışarıya çıkıp "top 20 liraymış. herkes verebildiği kadar para versin." diyor. pürdikkat izliyorum. hepsi cebinden paraları çıkartıyor. 7 - 8 lira civarı bir para topluyorlar. topu alamayacaklar. tam o sırada ufak tefek bir tanesi "takımımıza destek olmamız lazım, hepimiz eve gidip ailelerimizden para isteyelim." diyor.

o an doluyor gözlerim. çağırıyorum o ufaklığı, çıkarıp cebimdeki parayı veriyorum. diğer çocuklar da geliyor yanıma. "gidin, alın topu." diyorum. ilk başta kabul etmiyorlar. ben ısrar edince aralarından birisini yollayıp topu alıyorlar.

ufaklık topladıkları parayı avuçlarına doldurmuş, bana uzatıyor. almıyorum. "al abi bu parayı." diyor. "almayacağım." diyorum. ben parayı almayınca yanıma merdivenin üstüne döküyor tüm parayı. "alın bu parayı, yoksa burda bırakacağım." diyorum. zar zor alıyorlar. teşekkür edip yanımdan ayrılıyorlar.

4 - 5 metre uzaklaşıyorlar. bir tanesi dönüp "fenerbahçe düşmanlarını yeneceğiz dimi abi?" diyor. "yeneceğiz tabii." diyorum. uzaklaşıyorlar.

2 damla yaş akıyor gözlerimden arkalarından bakarken. üzüntüden değil ama.

mutluluktan.

çoğu insanın yıkılsın diye baktığı o ağacın köklerinin sağlamlığını görmenin mutluluğundan.

z.ö: vurun bakalım. yıkabilecek misiniz?



abicimbenigaribangoruyolarabi isimli ekşi sözlük yararı tarafından yazılmıştır.

14 Temmuz 2011 Perşembe

2011 / 2012 SEZONU FORMALARI


Efsane Çubuklu Forma:


Sarı Kanarya Forma:

Tek Yıldız Forma:

Altın Zırh Forma:

Kaleci Forması:


11 Temmuz 2011 Pazartesi

DEVRİM ARABALARI

BU ÜLKEDE HİÇBİR BAŞARI CEZASIZ KALMAZ

EZELİ RAKİP EBEDİ DOST TOPUK YAYLASI'NDA

Fenerbahçe taraftarı bu zorlu süreçten geçerken yapılan kötülükleri unutmayacağı gibi yapılan iyilikleri de unutmaz. Trabzonsporlu taraftarların kutlamaları ve çarşı grubunun Trabzonspor'u şampiyon ilan etmesinin ardından, Galatasaray taraftarının bu desteği Türkiye'de 2 büyük var söyleminin doğruluğunu ıspatlar nitelikte.




Resimler www.fenerbahce.org'tan alınmıştır.

NEDEN 2 ?

9 Temmuz 2011 Cumartesi

BİR SABAH TUTTU BABAM ELİMDEN..


"Bir sabah tuttu babam elimden. Götürdü beni en buyuk sevgiye. Dedi ki Gönül ver sen bu renklere, bırakma onu en kötü gününde. İşte ben o günden beridir sana, deliler gibi aşığım kanarya, kalp dursa bir gün akıl unutsada, ben seni ruhumla sevdim kanarya."

NEDEN ?

7 Temmuz 2011 Perşembe

İSLAM ÇUPİ 2

FENERBAHÇE BÜYÜKLÜĞÜ


Türkiye´de, Fenerbahçe Cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. Stadlar Türkiye´nin her vilayetinde lebaleptir. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i…ler diye uğurlanmasına rağmen.
Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.



İSLAM ÇUPİ

FENERBAHÇE YENİLMEZ !!

Bu bir fenerbahce destanidir.

Bu 4-3’luk kupa destanini goren yasi yirmilik fenerbahce taraftari, bir 30 yil, galatasaray-fenerbahce rekabeti soz konusu oldugunda hep bu maci anlatacaktir, boburlenerek fenerliligini hopurdeterek.

Ve fenerbahceli su destan maca soyle bir kabadayilik asacaktir. “biz onlara ilk yarida 3 gol avans verip, galatasaray’i kupada pacavra ettik.”

Ne muthis ne uyunamaz bir kabus ilk devresi idi; fenerbahce icin.

Baldirina cok iri bir bandaj gecirmis bir oguz mac baslamadan once cimene pek nazli koydugu sol ayagi ile fenerbahce icin sakatliktan sonra gelen bir mutluluk mudu, yoksa hic cozulmeyecek bir bilmece miydi?

Fenerbahce’nin mevsim basindan beri bir turlu klas ve emek disiplinine sokamadigi geri dortlu, prekazi gibi umulmadik uzak goller vuran, ugur gibi cok ters gol kontrataklari cikartan, tanju gibi onsekiz disi ve ici hareketlerde esrarengiz file senaryolari yazan rakipler karsisinda, ne kadar basarili bir defans grafigi cizeceklerdi?

Mac basladiktan sonra goruldu ki, oguz’un sol ayagi tanri’dan kendisine verilmis bir sol ayak degil, sonradan takilmis bir tahta bacakti, sanki. en basit top kontrolunu yapamiyor, o sihirli ve rahat driplinglerine kisilik koyamiyor, oyunun galatasaray orta sahasina dogru kacisini caresiz gozlerle seyrediyordu.

Oguz kaybolmustu, arkasindan Fenerbahce kaybedecekti belki de.

Çunku alabora olan fenerbahce orta saha gemisinden sonra bu alanin gerisinde titrek bir filika gibi oynayan geri dortlu, giderek kabaran ve hasinlesen galatasaray denizinin ustunde fazla canli olarak kalamayacakti.

Mac iri bir orkinos agi gibi oruluyordu, fenerbahce’nin ustune. cok iyi oynamaya basladigi zamanlar, eksantrik goruntulerle galatasaray defansinin onleyemedigi gol pozisyonlari buldugu zamanlar, deda’nin donmus dudugune teknik tavirlar koydugu zamanlar.

Ne oldu biliyor musunuz?

Fenerbahce, galatasaray’dan 3 gol yedi.

Biri acemi savunma hareketli ergin’in penaltisindan, ikincisi rakibe sunulmus ters bir kafa vurusundan, ucuncusu yan hakeme gore nizami tv yayinina gore ofsayt kritik bir hareketten.

Fenerbahce ile alay ediyordu; galatasaray kale direkleri. 3-0 yenik bir fenerbahce’nin hasan’in ayagindan cikan volesi bile galatasaray’in yan odunlarindan birisine vuruyordu.

Ne vardi 3-0’dan sonra galatasaray galerisinde? tribunlerin hepsinde, vatandas tribununde basin ve seref tribunlerinde ciklet yerine fenerbahce’yi cigneyen alayli sapursupurlar ve rakibini kucumseyen dudak valsleri.

Avrupa kupasinda final hayali gorurken, kendi hayatini olduren, turkiye ligi’nde ise bu yil hic dogmamis mustafa denizli’nin ortalara cikip piste dikilip, kupanin hic olmazsa yerlisinde yeni bir final hayati aramasi ve bu hayati yakaladigina inanmasi, o kadar dogaldi ki.

Fakat o galata kulesi dibi eski yahudi kilikli eskiciye benzeyen, her mactan once guya galatasaray’i isitan hamamci gorevini ustlenen o alman kondisyoner pandomimcisi devre biterken , hangi top ilim ve irfanina siginarak eli ile fenerbahce tribunlerine “bes... bes...” isareti yapiyordu.

O eli fenerbahce lavabona sokar sonra.
Bitmemis bir macin, en tehlikeli yani “guven”in dozudur.

Mustafa Denizli ve takimi macin ikinci yarisina maci kazanmis ekip guveni icinde cikarken, kendi timinin bunyesine 5 yer degisikligi ile baska bir nefs ve hirs sokan veselinovic’in fener ihtarini, ne galatasaray, ne de mustafa denizli ciddiye aldi.

Herhalde kazandigini dusunen bir takim, kaybetmeyi dusunmeyen bir ekiple yarisirken, ne onun kadar inancli, ne onun kadar yirtici, ne onun kadar hirsli, ne onun kadar onurlu olabilir.

Bir metafizik gol atan aykut kaybetmeyi dusunmuyordu. ikinci devre boyunca galatasaray yari sahasinda seytanin bolerosundan figurler yapan ridvan kaybetmeyi dusunmuyordu. galatasaray yari sahasinin sol tarafina hangi sari-kirmizi futbolcu gelmisse onlari ayaklarindan puskurttugu eterle bayiltan hakan kaybetmeyi dusunmuyordu.

Hele hele 90 dakikanin her dakikasinda, sahanin her yerinde galatasaray takimi ile tek adammis gibisine mucadele eden, 3 muhtesem gol atan ve simdilerde “turkiye’nin en iyi santrforu” fetfasini cikartan hasan, kaybetmeyi hic mi hic dusunmuyordu.

Bu mac basit bir mac degil, fenerbahce icin bir tarih macidir.

Belki fenerli bir sair, ileride bu macin ustune soyle bir misra dusecektir:

Fenerbahce yenilmez... bu forma ile dalga gecilmez!

2 Temmuz 2011 Cumartesi

ŞAMPİYONLAR LİGİ

- Alex'ten Maxwell'e müthiş bir çalım. Sağ ayağıyla güzel bir orta ve Deivid'den inanilmaz vole. FENERBAHÇE 1-0 İnter

- Deivid 30-35 metreden harika bir vuruş. CSKA Moskova 2-2 FENERBAHÇE

- Alex, Semih, Alex, Semih güzel paslaşmalar şuut ve gool. FENERBAHÇE 2-0 PSV Eindhoven

- Alex göğüs kontrol. Ceza sahası dışından şut ve harika bir gol daha. FENERBAHÇE 3-1 CSKA Moskova

- Fenerbahçe kaçıyor Sevilla kovalıyor. Önce Kezman sonra Lugano ve ardından Semih'in golleriyle FENERBAHÇE 3-2 Sevilla

- Maçın başında yediğimiz 2 golle moralimiz bozuldu. Ama gece, Deivid de Souza'nın gecesi. Sevilla 3-2 FENERBAHÇE
Volkan'ın kalesinde devleştiği penaltı atışlarının ardından FENERBAHÇE ÇEYREK FİNALDE

- Rakip İngiliz devi Chelsea. Ve Avrupa tarihimizin en güzel golü. Deivid de Souza FENERBAHÇE 2-1 Chelsea
(Chelsea'nin Şampiyonlar Ligindeki tek mağlubiyeti)

- Ah Gökhan. O şut gol olsa. Hilario son anda topa dokunmasa. Chelsea 2-0 FENERBAHÇE

Şimdilik veda ediyoruz Şampiyonlar Ligine. Ama daha güçlü döneceğiz. Bıraktığımız yerden devam edeceğiz. Daha iyisini yapacağız.

İşte goller. O günleri çok özledik. Bu sene neden tekrar başarmayalım?

28 Haziran 2011 Salı

HAZIRLIK MAÇLARI

14 Temmuz Perşembe
Brüksel 3’lü Turnuva
Fenerbahçe-Twente
Tubize Stadyumu / 20.00 (Yerel Saat)

16 Temmuz Cumartesi
Brüksel 3’lü Turnuva
Fenerbahçe-Standard Liege
Tubize Stadyumu / 21.00 (Yerel Saat)

21 Temmuz 2011 Perşembe
Hazırlık Maçı
Fenerbahçe-FC Shakhtar Donetsk
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı / 21.00

24 Temmuz 2011 Pazar
Hazırlık Maçı
Sakaryaspor-Fenerbahçe
Sakarya Atatürk Stadı / 20.00

20 Haziran 2011 Pazartesi

18 Haziran 2011 Cumartesi

15 Haziran 2011 Çarşamba

14 Haziran 2011 Salı

FENERBAHÇE ÜLKER 71 - 72 GALATASARAY CAFE CROWN


Galatasaray Cafe Crown final serisinde durumu 3-2'ye getirdi. Bir sonraki maç 17 Haziran 2011 Cuma günü saat 20:00'da.

RUHTUR AYKUT KOCAMAN !!!


MLS'DE ATILAN MÜTHİŞ GOL



11 Haziran 2011 Cumartesi

GALATASARAY CAFE CROWN 74-85 FENERBAHÇE ÜLKER


Fenerbaçe Ülker final serisinde 3-1 öne geçti. Bir sonraki maç 14 Haziran 2011 Salı günü saat 20:00'da

9 Haziran 2011 Perşembe

REAL MADRİD'İN 2011/2012 SEZONU FORMASI






GALATASARAY CAFE CROWN 97-93 FENERBAHÇE ÜLKER


Galatasaray Cafe Crown final serisinde durumu 2-1'e getirdi. Bir sonraki maç 11 Haziran 2011 Cumartesi günü saat 19:00'da.

FİFA 2012






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...